“Kıç” Türkçe mi? – Bir Kelimenin Kökenine Farklı Açılardan Bakmak 🍑 Dil dediğimiz şey sadece iletişim aracı değildir; tarih taşır, kültür taşır, hatta bazen toplumun en derin yargılarını bile içinde saklar. İşte bugün biraz yüzümüzü güldürecek, biraz da düşündürecek bir konuyu masaya yatırıyoruz: “Kıç” Türkçe mi? İlk bakışta günlük hayatta sıkça duyduğumuz, kimi zaman espriyle kimi zaman hafif ayıplanarak kullanılan bu kelime, sanıldığından çok daha ilginç bir hikâyeye sahip. Hazır mısın? Gel, hem etimolojiye bakalım hem de bu kelimeye farklı gözlüklerle yaklaşalım. “Kıç” Ne Demek, Nereden Geliyor? “Kıç” kelimesi Türkçede insan vücudunun kalça ve anüs çevresini ifade eden argo bir…
Yorum BırakYaratıcı Fikir Atölyesi Yazılar
Ciltte Güneş Lekeleri Nasıl Geçer? Işığın Ahlakı, Bilgisi ve Varlığı Üzerine Bir filozof olarak insan bedenine baktığımda, yalnızca biyolojik bir yapı değil; anlamın, deneyimin ve zamanın bir dokusunu görürüm. Cilt, yaşamın en görünür yüzüdür; dış dünyanın ışığıyla iç dünyanın kırılganlığının buluştuğu yerdir. Ve o ciltte beliren güneş lekeleri… Onlar yalnızca bir estetik sorun değil, insanın ışıkla olan kadim ilişkisini sorgulatan birer izdir. Ciltte güneş lekeleri nasıl geçer? Bu soru yalnızca bir kozmetik arayış değil; etik bir seçim, epistemolojik bir sorgulama ve ontolojik bir farkındalık çağrısıdır. Etik Perspektif: Işığın Ahlakı ve Ölçülülük Erdemi Etik, insanın eylemlerinin değerini ve sınırlarını belirleyen felsefe…
Yorum BırakBirim Hidrograf Nedir? Ekonomik Akışların Görünmeyen Haritası Bir ekonomistin masasında oturuyoruz. Elinde kahvesi, gözleri önündeki notlara takılmış. Düşüncesi basit ama derin: kaynaklar sınırlı, ama seçimler sınırsız gibi davranıyoruz. Her tercih, bir sonucu beraberinde getiriyor. Ekonomide olduğu gibi doğada da her akışın bir sebebi ve bir etkisi var. Bu noktada devreye giriyor: birim hidrograf. Suyun akışını anlamak, aslında paranın, üretimin ve refahın akışını anlamaktır. Birim Hidrograf Nedir? Akışın Ekonomik Yorumu Klasik tanımıyla birim hidrograf, belirli bir süre boyunca yağan yağmurun birim miktarına karşılık gelen akış miktarını gösteren bir eğridir. Ancak bu teknik kavramı, ekonomik bir bakışla okuduğumuzda çok daha derin bir…
Yorum BırakKAP Süreci Nedir? — Geleceği Şekillendirecek Şeffaflık Devriminin Perde Arkası Dürüst olalım: “KAP süreci” dendiğinde çoğumuzun aklına sıkıcı finans raporları, resmi açıklamalar ve karmaşık tablolar geliyor. Oysa bu süreç, yalnızca şirketlerin veya kulüplerin yerine getirmesi gereken yasal bir zorunluluk değil. KAP (Kamuyu Aydınlatma Platformu), gelecekte ekonominin, spor dünyasının ve hatta bireysel yatırımcının kaderini değiştirebilecek kadar güçlü bir kavram. Peki bu süreç tam olarak nedir, nasıl işler ve bizi nereye götürebilir? Gelin, birlikte geleceğin kapısını aralayalım. Spoiler: KAP yalnızca bugünün kurumsal şeffaflığını sağlamakla kalmıyor, gelecekte bireylerin ve toplumların yatırım kararlarını, güven algısını ve bilgiye erişim hakkını da yeniden şekillendirecek. KAP Süreci…
Yorum BırakBir Ekonomistin Gözünden: “4. Murat Neden Öldü?” — Güç, Kaynak ve Seçimlerin Bedeli Ekonomistler, tarih boyunca yalnızca para ve piyasa hareketlerini değil, aynı zamanda insanların ve toplumların kaynakları nasıl yönettiğini de inceler. Her karar, bir fırsat maliyeti taşır; her güç, bir bedel öder. Osmanlı tarihinin güçlü ama trajik figürlerinden biri olan IV. Murat da bu ekonomik perspektiften incelendiğinde, bir hükümdardan çok bir karar verici — bir “kaynak yöneticisi” — olarak karşımıza çıkar. Onun ölümü, yalnızca bir tıbbi vaka değil, bir imparatorluğun ekonomik ve yönetsel dengelerinin kırılma noktasıdır. Osmanlı’nın Ekonomik Dönüm Noktası: 17. Yüzyılın Kısıtlı Kaynakları IV. Murat, 1623 yılında tahta…
Yorum BırakBaşbakanlık Kaldırıldı mı? Antropolojik Bir Bakış Bir antropolog olarak her kültürde, her dönemde insanların toplumsal düzeni nasıl kurduklarına, gücü nasıl temsil ettiklerine ve bu gücün etrafında nasıl semboller yarattıklarına merakla bakarım. Güç, yalnızca bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda bir ritüeldir. Bu ritüelin adı bazen “kral”, bazen “reis”, bazen “başbakan” olur. Peki, Türkiye’de “başbakanlık” kavramının ortadan kalkışı sadece siyasi bir değişim midir, yoksa daha derin bir toplumsal dönüşümün işareti midir? Başbakanlığın Kaldırılması: Tarihsel Arka Plan 2017 yılında kabul edilen anayasa değişikliğiyle Türkiye’de parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmiştir. Bu geçişle birlikte Başbakanlık kurumu 2018 yılında resmi olarak kaldırılmıştır. Yani, artık…
Yorum BırakKantarma Nedir, Ne İşe Yarar? Bir Kelimenin İzinde Yolculuk Şöyle düşünün: Bir kelimeyi takip ediyorsunuz ve sizi Orta Asya bozkırlarından Osmanlı ahırlarına, oradan da bugünün şantiyelerine ve inovasyon laboratuvarlarına götürüyor. “Kantarma” tam da böyle bir kelime. İlk duyulduğunda kulağa ihtiyar bir atçının fısıltısı gibi geliyor ama hikâyesi şaşırtıcı derecede çağdaş. Hadi birlikte bu kelimenin peşine düşelim; yalnızca “nedir?” sorusunu değil, “bugün bize ne söyler?” sorusunu da cevaplayalım. Kısaca: Kantarma, tarihsel olarak atı yönlendirmek için ağza takılan bir düzeneğin özel bir türü; günümüzde ise endüstride yük kaldırırken kullanılan halat/zincir sapanlara da “kantarma” deniyor. Köken: Bozkırın Dili, Sözün Dizgini “Kantarma”nın izleri, Türkçeye…
Yorum BırakUyuz Gıcık Kime Denir? Siyaset Bilimi Perspektifinden Güç, İktidar ve Toplumsal Düzen Toplumlar, sadece fiziksel bir varlıklar topluluğundan ibaret değildir; aynı zamanda sürekli olarak birbirine zıtlaşan, şekillenen ve yeniden inşa edilen güç dinamiklerinin bir yansımasıdır. Güç, insanların toplumda nasıl davrandıklarını, kimlerin söz hakkına sahip olduğunu ve toplumsal normların nasıl şekillendiğini belirler. Bu bağlamda, “uyuz gıcık” terimi, bir kişinin ya da gruptaki bireyin toplumsal düzenin dışında kaldığı, sıkıntılı bir unsur olarak görülmesiyle ilişkilidir. Toplumda uyumsuz ya da rahatsız edici olarak tanımlanan bu birey, sadece bireysel bir tutum değil, aynı zamanda toplumsal ve siyasal bir perspektifin ürünü olarak karşımıza çıkar. Peki, bu…
Yorum BırakKamusal Alan Nedir TDK? Bankta Otururken Felsefe Yaptıran Tanım Bir sabah parkta yürüyorsunuz, elinizde kahveniz… Derken yanınızdaki bankta biri yüksek sesle telefonda konuşuyor, diğer tarafta çocuklar top oynuyor, köpekler koşturuyor. İçinizden “Burası benim huzur alanım!” diye geçirirken aklınızın bir köşesinden küçük bir ses fısıldıyor: “Aslında burası kamusal alan.” Evet, işte tam da o anda, hayatın içinden çıkıp akademik bir tartışmanın ortasına düşüyorsunuz. Ama endişe yok, bugün bu konuyu ders kitabı gibi değil, kahkahalar eşliğinde ele alıyoruz. Kısa tanım: Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre kamusal alan, “Herkesin ortak kullanımına açık yer” anlamına gelir. Yani banktan parka, kütüphaneden belediye binasına kadar içinde…
Yorum BırakKamikaze Kaç Kişilik? — Bir Uçağın İçindeki Sessizlik Bu hikâyeyi yazmak istedim çünkü bazen bir kavramın arkasındaki insanları unutuyoruz. “Kamikaze kaç kişilik?” sorusu kulağa teknik bir soru gibi geliyor, ama aslında içinde bir duygunun, bir kararın, bir vedanın yankısı var. O yüzden bugün size bir sayı değil, bir hikâye anlatmak istiyorum. Bir kadının kalbinden, bir erkeğin aklından ve ikisinin arasında sıkışmış bir kaderden. Bir Gökyüzü, İki Kalp 1945’in sabahlarından biri… Uzak bir hava üssünde rüzgâr, metalin üzerini yalıyor. Gökyüzü pürüzsüz, ama insanların içinde fırtına var. Katsuo, genç bir pilot. Disiplinli, kararlı, sessiz. Her hareketinde matematiksel bir kesinlik. Onun için görev,…
Yorum Bırak